Pages

Monosit ve Nötrofiller İş Başında

Yukarıda saydığımız beyaz kan hücrelerinin tümü insan bedenini korumak için görevlendirilmiş askerlerdir. Aldıkları isimler, farklı fonksiyonlar göstermelerinden kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte aralarında nasıl bir görev dağılımı olduğunu bilmek önemlidir. Bu nedenle, öncelikle nötrofillerin gerçekleştirdikleri "fagositoz" işlemini incelemekte fayda vardır. Bu işlem, monositlerin gelişmiş şekilleri olan makrofajlar tarafından da uygulanan bir yöntemdir.


Fagositoz işlemi, aslında bir hücrenin nasıl "akıl" kullandığını anlayabilmek için yeterli bir delildir. Vücuda giren sinsi bir saldırgan, bu yöntemle önce kelepçelenir, sonra etkisiz hale getirilir ve ardından da yok edilir. Yöntem son derece sistemli ve her türlü yabancı maddeyi ortadan kaldırabilecek kadar da etkilidir.


Fagositoz işlemini gerçekleştiren hücrelere genel olarak "fagositler" adı verilmektedir. Fagositlerin en önemli özelliği daha önce de belirttiğimiz gibi, akıllı birer varlık gibi hareket etmeleri adeta etrafı teftiş ederek düşman hücreyi hemen teşhis etmeleri, ona kaçış ve hayatta kalma imkanı vermemeleridir. Bu hücreler, yalancı ayaklar yardımı ile düşman hücreyi kendi içlerine alarak parçalar ve sindirirler. Bunu yaparken, bu hücrelerin vücuda girmiş olan bir yabancıyı nasıl tanıdıklarının üzerinde durmak gerekmektedir. Bu oldukça önemlidir çünkü vücut içindeki mikroskobik canlıların tümü birbirlerine benzerler. Peki bu ayırım nasıl yapılır?



(a) Makrofaj, çoğalmış olan bakterinin üzerine doğru bir uzantı fırlatır. (b) Böylece bakteri makrofaj tarafından yakalanır. (c) Daha sonra makrofaj, bakterinin hücre zarını delerek onun içini boşaltır.
Ancak savunma işlemi burada sona ermez. Bakteriden kalan artık parçaların temizlenmesi için makrofaj, bakterinin kimlik bilgilerini alır ve bir flama gibi kendi üzerine yapıştırır. Bu flama, bir başka savunma hücresi olan lenfositlerin daha önce vücuda giren bakteriler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlar.

Vücudun doğal yapıları, fagositoza dirençli pürüzsüz yüzeylere sahiptir. Allah'ın vücut hücrelerine doğal pürüzsüz bir yapı vermesinin özel bir hikmeti ve önemi vardır. Fagositler genellikle saldırgan hücreleri dış yüzeylerinden tanırlar. Pürüzsüzlük, onlara karşılaştıkları hücrenin "dost" olduğu mesajını verir. Ama eğer bu dost hücrenin yüzeyinde herhangi bir sebeple bir pürüzlenme meydana gelirse bu durumda fagositleri durdurmanın imkanı yoktur. Vücudun kendi dokusu, kendi savaşçısı tarafından yok edilir.


Pürüzsüz yapının yanı sıra vücudun doğal yapılarının pek çoğu fagositleri iten koruyucu protein kılıflarına sahiptir. Bu kılıfın özel ve gerçek anlamda mucizevi bir savunma mekanizması vardır. Fagositlerin avı olan yabancı parçalarda ve ölü dokularda söz konusu koruyucu kılıf bulunmamaktadır.


Bütün bunların dışında bağışıklık sisteminin fagositlere yardımcı olan özel bir fonksiyonu bulunmaktadır. Bağışıklık sistemi, genellikle bakteri gibi yabancılara karşı antikorlar geliştirir. Bu antikorlar belirledikleri bakterilerin üzerlerine tutunur ve bakteriyi fagositoz için elverişli hale getirirler. Antikorun yöntemi ise şaşırtıcıdır. Antikor bunu, bir yandan bakteriye bir yandan da fagositlere tutunarak gerçekleştirir.45


Makrofajlar yüzeylerinden tanıdıkları düşman hücrelerine saldırır ve hücrenin bir bölümünü kendi üstlerine yapıştırırlar. Bu, vücutta düşman olduğunu haber veren ve savunma hareketini başlatan en önemli uyarıdır.

(1) makrofajlar mikroba saldırır
(2) makrofajlar mikrobu parçalar ve bu parçalardan bazılarını kendi yüzeyine yapıştırır.
(3) savunma hareketi başlar
(4) proteinler salgılanır
(5) monositler olgun makrofaj haline dönüþmeye başlar.
(6) vücut ısısı artar
(7) monasitler
(8) Olgun makrofaj
(9) Doğal öldürücüler
(10) Doğal öldürücüler hastalıklı vücut hücrelerine saldırı.
(11) saldırıya uğrayan vücut hücresi
(12) mikrop

Makrofajlar, mikrobu ele geçirdikten sonra (1) bölgesel bir iltihaplanma başlar. Makrofajlar mikrobun yüzeyinden parçaları kendi üzerlerine yapıştırırlar. (2) Bu da savunma sisteminin harekete geçmesini (3) ve proteinlerin salgılanmasını sağlar. (4) Bazı proteinler monositlerin gelişmesini hızlandırır (5), bazıları da ateşin yükselmesine neden olur. (6)

Vücut içindeki bir hücrenin kendi görevini bilerek, vücutta yabancı avına çıkması ve bunun için çeşitli donanımlara sahip olması akıl sahibi her insanı biraz durup düşündürmelidir. Fagositler bir gün, aniden karar değiştirip oksijen taşımaya başlamaz veya bir kas hücresi haline gelmezler. Onlar, savunmanın bir parçası olarak yerine getirmeleri gereken görevi, her yeni gün mutlaka eksiksizce gerçekleştirirler. Yaptıkları iş son derece zor ve aynı zamanda da oldukça risklidir. Ama bakteriyi tanıyıp teşhis etme konusunda hiçbir zaman yanılmazlar. Onlar, gözleri olmadığı halde görür, beyinleri olmadığı halde "aklederler ve düşünürler". Bu durumda yaptıklarının gözle, beyinle veya bir başka fiziksel özellikle bağlantısının olmadığı açıktır. Onlar, yeryüzündeki her canlıyı kusursuz özelliklerle donatan ve "her an" gözetimi altında tutan Allah'ın emri altındadırlar. Sahip oldukları sistemlerdeki mükemmelliğin sebebi budur. Allah ayetinde şöyle bildirir:


Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah'ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah'ın ilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için. (Talak Suresi, 12)